Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmiş
birine çalışmak
"birine çalışmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
birine çalışmak
work for someone
f.
"birine çalışmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 57 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
birine bir şeyi ısrarla kabul ettirmeye çalışmak
press something on someone
f.
2
Genel
birine bir şeyi ısrarla vermeye çalışmak
press something upon someone
f.
3
Genel
birine bir şeyi zorla benimsetmeye çalışmak
shove down one's throat
f.
4
Genel
birine bir şeyi zorla benimsetmeye çalışmak
ram it down one's throat
f.
5
Genel
birine bağlı olarak çalışmak
work/serve under someone
f.
Phrasals
6
Öbek Fiiller
birinden kaçınarak/sakınarak (birine bulaşmadan) işini yapmaya çalışmak
work around someone
f.
7
Öbek Fiiller
birine hoş/şirin gözükmeye/ kendini sevdirmeye çalışmak
ingratiate oneself into someone's favour
f.
8
Öbek Fiiller
birine hoş/şirin gözükmeye/ kendini sevdirmeye çalışmak
ingratiate oneself into someone's favor
f.
9
Öbek Fiiller
(birine, bir şeye) (bir konuda) yetişmeye çalışmak
work down (the line) (to someone or something)
f.
10
Öbek Fiiller
(birine) zarar vermeye çalışmak
strike out at (one)
f.
11
Öbek Fiiller
(birinin/kendinin) fikirlerini, ideallerini (başka birine/başka birinin hayatına) yerleştirmeye çalışmak
superimpose (someone or oneself) on (someone or something)
f.
12
Öbek Fiiller
(birinin/kendinin) fikirlerini, ideallerini (başka birine/başka birinin hayatına) yerleştirmeye çalışmak
superimpose (someone or oneself) onto (someone or something)
f.
13
Öbek Fiiller
(birine bir şeyin) doğru olduğunu ispatlamaya çalışmak
justify (something) to (one)
f.
14
Öbek Fiiller
(birine bir şeyi) haklı göstermeye çalışmak
justify (something) to (one)
f.
15
Öbek Fiiller
(birine karşı bir şeyi) haklı çıkarmaya çalışmak
justify (something) to (one)
f.
16
Öbek Fiiller
(birine karşı bir şeyi) meşrulaştırmaya çalışmak
justify (something) to (one)
f.
17
Öbek Fiiller
birine/bir şeye bağlı olmak/çalışmak
report to someone or something
f.
18
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) vurmaya çalışmak
swipe at (someone or something)
f.
19
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) nazaran iyi çalışmak
fare against (someone or something)
f.
20
Öbek Fiiller
(birine) yaranmaya çalışmak
buddy up to (someone)
f.
21
Öbek Fiiller
birine yaranmaya çalışmak
cotton up to someone
f.
22
Öbek Fiiller
(birine) yaranmaya çalışmak
cotton up to (one)
f.
23
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) yaranmaya çalışmak
cozy up (to someone or something)
f.
24
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) el yordamıyla uzanmaya çalışmak
grope at (someone or something)
f.
25
Öbek Fiiller
birine bir şey yutturmaya çalışmak
hand someone something
f.
26
Öbek Fiiller
(kendini birine/bir şeye) beğendirmek/beğendirmeye çalışmak
ingratiate (oneself) into (something)
f.
27
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) yaranmak/yaranmaya çalışmak
ingratiate (oneself) into (something)
f.
28
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye kendini) sevdirmeye çalışmak
ingratiate (oneself) into (something)
f.
29
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) hoş/şirin gözükmeye çalışmak
ingratiate (oneself) into (something)
f.
30
Öbek Fiiller
(birine) istediğini yaptırmaya çalışmak
lean on (someone)
f.
31
Öbek Fiiller
(birine bir şeyi) dayatmaya çalışmak
try on [uk]
f.
32
Öbek Fiiller
(birine bir şeyi) ısrarla/zorla vermeye çalışmak
press (something) (up)on (one)
f.
33
Öbek Fiiller
(birine) kendini sevdirmeye çalışmak
cozy up [us]
f.
34
Öbek Fiiller
(birine) kendini sevdirmeye çalışmak
cosy up [uk]
f.
Colloquial
35
Konuşma Dili
birine zarar vermeye çalışmak
be out to get someone
f.
36
Konuşma Dili
birine kötülük etmeye çalışmak
be out to get someone
f.
Idioms
37
Deyim
erişilmesi zor birine ulaşmaya çalışmak
hold an eel by the tail
f.
38
Deyim
birine yaranmaya çalışmak
curry favor with someone
f.
39
Deyim
birine bir şeyi zorla kabul ettirmeye/baskı kurarak benimsetmeye çalışmak
ram/force something down somebody’s throat
f.
40
Deyim
birine bir şeyi zorla kabul ettirmeye/baskı kurarak benimsetmeye çalışmak
stuff (something) down (one's) throat
f.
41
Deyim
(birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
(take/have a) try at someone
f.
42
Deyim
(birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
(take/have a) shot at someone
f.
43
Deyim
(birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
(take/have a) crack at someone
f.
44
Deyim
(birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
(take/have a) stab at someone
f.
45
Deyim
(birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
(take/have a) go at someone
f.
46
Deyim
(birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
have a gun to (one's) head
f.
47
Deyim
(birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
hold a pistol to (one's) head
f.
48
Deyim
(birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
put a pistol to (one's) head
f.
49
Deyim
birine kasten zarar vermeye çalışmak
put the knife into somebody
f.
50
Deyim
birine kasten zarar vermeye çalışmak
stick the knife into somebody
f.
51
Deyim
(birine/bir şeye) çalışmak
be of service (to someone or something)
f.
52
Deyim
(birine) zorla bir şey satmaya/satış yapmaya çalışmak
give (one) the hard sell
f.
53
Deyim
(birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak/(bir şey) yapmaya çalışmak
have a shot at (someone or something)
f.
54
Deyim
(birine) yaranmaya çalışmak
play up to (one)
f.
Slang
55
Argo
birine hükmetmeye çalışmak
kick-ass on someone
f.
56
Argo
birine baskın çıkmaya çalışmak
kick-ass on someone
f.
57
Argo
(birine) cinsel yönden yakınlaşmaya çalışmak
push up on (someone) [us]
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of birine çalışmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy